Anasayfa / Roman / Sinekli Bakkal

Sinekli Bakkal


İşlediği konu itibarıyla Osmanlı’nın son dönemlerini yakın bir gözle inceleme imkanı sunan Sinekli Bakkal, Halide Edip Adıvar’ın unutulmaz eserleri arasında yer alıyor. Dönemin siyasal, toplumsal ve kültürel yanlarını gözler önüne seren roman, aynı zamanda Doğu ve Batı’nın zıt yaşantısına eleştirel bir yorum getiriyor. Adıvar, romanında Doğu ve Batı’nın çatışmasını değil, sentezini savunuyor. Bunu da kitapta başkahraman olarak konumlandırdığı Rabia isimli karakter ile gösteriyor.

Sinekli Bakkal

Sinekli Bakkal Alıntıları


İmkansız bir aşkın mücadelesi. Bazı şeyler nedensiz olabiliyor sonu nereye giderse gitsin. Bazen o nedensiz derinliklerin küçük bir anı için ömür bile verilir.



Evrende ne varsa hepsi kuruntu ve hayal, yani aynalara vuran yansımalar ve gölgeler.



Dünya ona çirkin bir boğuşma meydanı gibi geldi.



Yüzü ancak on dördüncü asır ressamlarından birinin tahayyül edebileceği bir İsa’ya benzerdi.



Artık yeşillikler solmuş, yapraklar sararmış, bülbüller susmuş, rüzgar soğuk soğuk esmeye başlamıştı...



Her esen rüzgarla dönen fırıldak! Bir gün insana en yakın bir dert ortağı, ertesi gün bir yabancı...



Fikir gidince insan da kağıt gibi cansız, manasız oluyor...



Kâinatta ne varsa hepsi vehim ve hayal, yani aynalara vuran akisler veyahut gölgeler.



Gözleri çetin bir bilmece halletmeye uğraşanların uzak, fakat sabit bakışlarıyla doluydu.



Sokaktan derin derin, uzak uzak uğultular geliyor. Orası bambaşka bir iklim, sokakta ve bahçede aynı insan başka başka yaşar, düşünür...