Anasayfa / Mektup / Milena'ya Mektuplar

Milena'ya Mektuplar


"Her şeye rağmen, mutluluktan ölünebiliyorsa, o zaman kesinlikle bu şekilde öleceğim. Ayrıca, ölüm döşeğindeki birisi, mutluluk sayesinde hayata tutunabiliyorsa o zaman ben de hayatta kalacağım."

"Aldığın çiçekler için çok üzgünüm, o kadar üzgünüm ki ne tür çiçekler olduğunu bile okuyamadım. Şimdi senin odanda duruyorlar. Eğer gerçekten odandaki gardırobun yerinde olsaydım, gündüz kendimi bir şekilde odanın dışına atar ve en azından çiçekler solana kadar salonda dururdum. Hayır, bu hiç de hoş değil. Ve o kadar uzakta ki her şey ama hâlâ odanın kapısının kolunu görebiliyorum, bana gözlerimin önündeki mürekkep hokkası kadar yakın."

"Seni seviyorum işte, budala, deniz dibindeki çakıl taşı nasıl sevilip, sarmalanır, ona bağlanılırsa ben de sana öyle bağlıyım."

"Yanımda yürüyordun, bir düşünsene, yanımdaydın!"
 

Milena'ya Mektuplar

Milena'ya Mektuplar Alıntıları


Mesela neden senin odanda duran, sen sandalyende ya da çalışma masanda otururken, uzanırken ya da uyurken, seni bütünüyle gören mutlu bir dolap değilim? Neden değilim?



Palto giymeye üşenirken bu koca dünyayı sırtımda nasıl taşırım ben? İçinde bulunduğum durumu kimseye anlatamam. Sen de anlamazsın ben bile anlamıyorum ki başkasına nasıl anlatırım?



Yanımda yürüyordun Milena, düşünsene, yanımda yürümüştün! Aşık biri için ne büyük nimet değil mi?



Ve senin yanında öylesine huzurlu öylesine huzursuz, öylesine baskı altında ve öylesine özgürüm ki...



Bak Milena, ‘En çok seni seviyorum.’ Diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, ‘Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki. Ve yazdıklarımın devamı olarak Milena, kalbimde sen varken her şeye katlanabilirim.



Erkeğin kadına ve kadının erkeğe verebileceği en büyük söz, çocuklara gülümseyerek söylemeye özen gösterilen şu derin cümledir: 'Senden vazgeçmem'.



Yorgunum; İstediğim tek şey yüzümü kucağına koymak, başımın üstünde dolaşan elini hissetmek ve sonsuza kadar öyle kalmak.



Dünyanın herhangi bir yerinde benim ihtiyacımı karşılayacak kadar çok sabır var mıdır, Milena?



Milena, bana göre sen bir kadın değilsin, sen küçük bir kızsın, senin içinde masum bir küçük kızdan başka bir şey yok ve senin gibi küçük bir kızın elini kirli, titreyen, pençe gibi, berbat, güvenilmez ve soğuk elimle hiç tutamam.



Mektup yazmak aslında hayaletlerle ilişki kurmaktır ve üstelik sadece yazılan kişinin hayaletiyle değil, aynı zamanda kendi hayaletiyle de ilişki kurmasıdır.