Anasayfa / Roman / Kuyucaklı Yusuf

Kuyucaklı Yusuf


İlk Basımı 1937 yılında “Yeni Kitapçı” tarafından basılan roman, Sabahattin Ali’nin roman türünde ilk eseridir. Öykü yazarı olan Ali’nin bu eseri MEB Ortaöğretim 100 Temel Eser Listesinde yer almaktadır.

YKY tarafından ilk olarak 1999 yılında basılan roman günümüzde YKY (Yapı Kredi Yayınları) tarafından basılmaya devam edilmektedir. Kitabın editörlüğü Ayfer Tunç, yeni kapak tasarımı ise “Nahide Dikel” tarafından yapılmıştır.

 

1985 yılında Sinema filmine uyarlanan romanın filminde Talat Bulut, Derya Arbaş ve Ahmet Mekin’in rol almış, filmin yönetmenliğini ise “Feyzi Tuna” üstlenmiştir.

 

Kuyucaklı Yusuf konusu itibariyle ailesinin katledilmesiyle sahipsiz kalan dokuz yaşındaki Yusuf’un olayı soruşturmak için Kuyucak’a gelen Nazilli Kaymakamı Selahattin Bey tarafından evlatlık alınması ve çocuğun daha sonraki hayatı anlatılmaktadır. Edebiyat eleştirmenlerine göre Yusuf karakteri, köyden şehre göç edip şehir hayatına uyum sağlayamayan insan tipinin habercisi olarak değerlendirilmektedir.

Kuyucaklı Yusuf

Kuyucaklı Yusuf Alıntıları


Varlığı büyük boşlukları dolduracak mahiyette değildi; fakat yokluğu müthişti.



Şimdi o, kendisine bu kadar uzak bulduğu bu dünyada, ne kadar müthiş azaplar çekiyordu!



“O gelmez artık!” dedi. “Nereden biliyorsun?” dedim. “Gidişinden belliydi!” dedi.



Hayat bu derece manasız ve insan dünyaya boş durmak için gelmiş olamazdı.



İçindeki bütün yıkıntılara, bütün kederlere rağmen başını yere eğmek istemiyordu. Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenecek ve yeni bir hayata doğru yürüyecekti.



"Hiç geçmeyen, hiç unutulmayan şeyler de var, beyefendi!Ölünceye kadar insanın sırtından atamayacağı şeyler de var..."



Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvetli değildi.



Yavaş yavaş etrafından ne kadar ayrı olduğunu, ne kadar uzak olduğunu hissetmeye başladı.



“Hayal ve düşüncelerle dolu ve yalnızlık içinde geçen bir hayat, bu on beş yaşındaki kızı, kendi yaşındakilerden ayrı yapmıştı. O, şimdi bir kadın gibi düşünüyor, dertlerine tek başına çareler arıyordu.”



“Yoksa gelmem diye mi korkuyorsun?” Yusuf başını salladı: “Gelirsin…Biliyorum…”