Anasayfa / Roman / Korku

Korku


Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır. Ancak bu gizli ilişkiden haberdar olan bir şantajcının ansızın zuhur etmesiyle, hayatında yeni farkına vardığı bütün güzellikleri yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalır ve kahredici bir korkunun pençesine düşer. Korku insanı bilinçdışına itilmiş utanç verici deneyimlerden, bastırılmış pişmanlıklardan özgürleştirebilecek güçte bir yapıt.

Korku

Korku Alıntıları


Belki de... Utançların en büyüğü... İnsanın kendine en yakın bildiği kimselere karşı duyduğu utançtır.



Korku cezadan çok daha beterdir çünkü ceza bellidir. Ağır da hafif de, hiçbir zaman belirsizliğin dehşeti kadar o sonsuz gerilimin ürkünçlüğü kadar kötü değildir.



Zamanın çoktan sildiği bir hata için cezalandırılabilir miydi insan ?



Hiç bir şey düşünmemek, sadece ruhta karanlık bir bitiş duygusu, yavaştan çöküp her şeyi kaplayan bir sis hissetmek ne iyiydi!



İnsanın vedalaşmak için ne kadar az zamana ihtiyaç olduğunu ve yanında götüremiyeceğini bilince ne kadar değersiz göründüğünü fark edip korktu Irene.



"Bana ne mi yaptınız?" diyerek alayla güldü Irene. Hiç! Hiçbir şey! Sadece iyilik, sadece güzellik!



Kitaplardan tanıdığı ve tiyatrodan romantizmi bildiği bu dünyayı seyretmek için ister istemez kendi gündelik yaşantısının kıyısından eğilerek baktı.



Bir anda yaşamının tüm zenginliğini hissetmeye başlamıştı ve artık yaşamında tek bir saati bile anlamsız geçiremeyeceğini biliyordu.



İnsanın ağrısı, sancısı olduğunda hiç olmazsa bağırabilirdi, ama o sürekli olarak trajik bir biçimde komedi oynamak zorundaydı.



Şimdi dehşet verici bir kesinlikle felaketin kaçınılmaz, kurtuluşun olanaksız olduğunu hissediyordu. Fakat... fakat... ne olacaktı? Sabahtan akşama kadar bu soruyla uğraştı.