Anasayfa / Roman / İvan İlyiç'in Ölümü

İvan İlyiç'in Ölümü


Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş, Kreutzer Sonat'ın büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. 1886 yılında yayınlanan İvan İlyiç'in Ölümü sade, süssüz anlatımıyla Rus gerçekçi edebiyatında eşsiz bir yere sahiptir. Daima gerektiği gibi yaşamaya özen göstermiş bir insanın ölümle yüzleşmesini konu edinen eser, Tolstoy'un yaşamının son döneminde ortaya koyduğu yeni ahlak anlayışının da ilk örneklerinden biridir. İvan İlyiç'in Ölümü Tolstoy'un bir mektubunda belirttiği gibi sıradan bir adamın, sıradan ölümünün kendi gözünden tasviridir.
 

İvan İlyiç'in Ölümü

İvan İlyiç'in Ölümü Alıntıları


Hayat gitgide artan acılar demek; artan bir hızla en dibe, en korkunç acılara doğru uçmak demekti: İşte ben de uçuyorum.



Belki de sürdüğüm yaşam, sürdürmem gereken yaşam değildir.



Bir hayat vardı ve şimdi gidiyor. Bunu tutmak da elimde değil.



Kıvılcımı söndüremezsen, ateşi zapt edemezsin.



Nasıl da acımasız, yok edici bir varlık şu insan; kendi yaşamını sürdürebilmek için ne çok canlı varlığı, bitkiyi yok ediyor.



İçini çekerek, “Biz hastalar size belki çoğu kez yersiz sorular sorarız,” dedi. “Aslında bir tek şeyi bilmek istiyorum: Hastalığım tehlikeli mi, değil mi?''



Etrafındakiler anlamıyor ya da anlamak istemiyorlar; dünyada her şeyin eskisi gibi gittiğini sanıyorlardı.



"Acılar nasıl gitgide ağırlanıyorsa bütün hayat da böylece hep kötüleyerek gidiyor..." Diye düşünüyordu. Ta gerilerde, hayatının başlangıcında, aydınlık bir nokta vardı. Sonraları bu nokta karardıkça kararıyordu; hem de gittikçe artan bir hızla...



Zirveye tırmandığımı zannederken; bayırdan iniyormuşum meğer!



Dünya umurlarında değil, ama bir gün onlar da ölecekler! Bugün ben, yarın onlar; bundan kurtuluş yok!