Anasayfa / Roman / İnce Memed 1

İnce Memed 1


Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü düzene başkaldıran Memed'in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova'nın öyküsüdür. Yaşar Kemal'in söyleyişiyle 'içinde başkaldırma kurduysa doğmuş' bir insanın, 'mecbur adam'ın romanı.

Abdi Ağa'nın zulmüyle köyünü terk etmek zorunda kalan Memed, Ağa'nın yeğeniyle evlendirilmek üzere olan Hatçe'yi kaçırır. Abdi Ağa'yı yaralayan, yeğenini de öldüren Memed eşkıya Deli Durdu'ya katılır, ancak kıyıcılığına katlanamadığı Deli Durdu'dan iki arkadaşıyla birlikte ayrılır. Memed, sıradan bir köy çocuğuyken, zulmedenler için eşkıyaya, köylüler içinse bir kurtarıcıya dönüşür.

İnce Memed 1

İnce Memed 1 Alıntıları


Şurada tam yüreğimin ortasında bir yangın var. Oyuyorlar gibi yüreğimi. Gitmeliyim. Dayanamam.



Önce ayakları çıplak çocuklar yürüdüler. Onların ardından ayağı çıplak kadınlar...Önce çakırdikenliğe çocuklar düştü. Ardından kadınlar...



O kadar bol ışık doldurmuştu ki ortalığı, dağlar taşlar, ağaçlar, otlar eriyiverip ışığa kesecek sanırdı insan.



Ördükleri çoraplar kasabada şöhret yapmıştı. Nişanlısını öldüren kızla, oğlu vurulan kadının çorabı..



İnsan bu dünyaya ağlayarak gelir, yeterince ağladıktan sonra da ölüp gider.



Ne olursa olsun kadın konuşmuştu. konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. bir insan konuşmayıp da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.



İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, işte oraya değmemeli. Aşağı görmemeli insanları...



Yalnız insanlar kendilerini sevsinler diye doğmuşlardır. Sevilmelerine karşılık öteki insanlardan fazla bir yanları mı vardır? Hayır!



Bütün canı, kini, hayatiyeti, sevgisi, korkusu, gücü kocaman gözlerine toplanmış. Gözlerinde arada bir, iğne ucu gibi bir parıltı yanar söner. Keskin, batan bir pırıltıdır bu! Bu pırıltıdan korkulur. Korkunçtur.



Yağmur çiseliyordu. Güneşli bir yağmur. Bir zaman açıyor, sonra gene usul usul çiseliyordu.Kamışlar ıslanmışlar. Üstlerinden sular süzülüyordu. Sular yapraklarda kabarcıklanıyor, güneşte parlıyordu.