Anasayfa / Roman / Hayvan Çiftliği

Hayvan Çiftliği


Distopik romanlarıyla ünlenen İngiliz Yazar George Orwell tarafından 1945 yılında yayımlanan Hayvan Çiftliği adlı roman, masalsı atmosferinin altında derin bir sistem eleştirisi barındırıyor. Fabl türünde kaleme alınan eser, yazarın 1984 adlı romanıyla birlikte en geniş kitlelere ulaşan yapıtları arasında yer alıyor. Ön yüzünde bir çiftlik ve içinde yaşayan hayvanları konu edinen roman; devletleri, yönetim biçimlerini ve toplumları sembolik olduğu kadar sade bir anlatımla ele alıyor.

Orwell’in çağdaş klasikler arasında değerlendirilen Hayvan Çiftliği romanı, dünya edebiyatının en dikkat çekici hiciv romanları arasında bulunuyor. Romanının alt metninde birden fazla yönetimin olumsuz yönüne yer veren yazar, ana temasını sosyalizm eleştirisi üzerine kuruyor. Orwell, ideoloji bakımından kendisi de sosyalizme eğilimli olmasının yanı sıra romanında totaliter yönetime meydan okuyor.

Hayvan Çiftliği

Hayvan Çiftliği Alıntıları


İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez, yumurta yumurtlamaz, sabanı çekecek gücü yoktur, tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir.



İnsan. Tek gerçek düşmanımız insandır. İnsanı ortadan kaldırın açlığın ve köleliğin temelindeki neden de sonsuza kadar silinecektir yeryüzünden.



İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir, diyen çıkabilir. Onlara sakın kulak asmayın. Hepsi yalan. İnsanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.



Şu insanoğlundan kurtulalım, emeğimizin ürünü bizim olsun. İşte o zaman zengin ve özgür olacağız.



Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir.



Daha çok domuzlardan mı, yoksa çiftliğe konuk gelen insanlardan mı korkmak gerektiğini kestiremediklerinden başlarını bile kaldırmıyorlardı.



İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir.



…bu hayatta başımıza gelen tüm kötülüklerin insanların zorbalığından kaynaklandığı gün gibi açık değil mi?



Bazen, taş ocağına çıkılan yamaçta, iri bir kaya parçasının altında kasları titrediğinde, onu ayakta tutan tek şey kararlılığı oluyordu.



İnsanların tek farkı tüm şeytanlıkları yaptığı alet olan el’idir…