Anasayfa / Roman / Gulyabani

Gulyabani


Muhsine geçimini sağlamak üzere şehrin epey dışındaki bir köşke hizmetçi olarak gider. Bu “netameli” köşkün sakinleri arasında çalışanları ve delirdiği söylenen zengin hanımının yanı sıra türlü çeşit periler, yaratıklar, bir de gulyabani vardır. Muhsine, sonunda öldürülmek, delirmek, iyi saatte olsunlara karışmak ihtimalleri olmasına rağmen merakını susturamaz ve kapalı kapıların ardına geçer. Hüseyin Rahmi cin, peri, cadı gibi doğaüstü varlıkları konu edinerek masalın romana, romanın masala dönüştüğü bir teknikle halkın batıl inançlarını ele alır. Ve bizi bütün bu tuhaf yaratıkların, garip mahlûkatın ötesinde yaptıklarıyla daha şaşılası, daha acayip bir varlıkla tanıştırır: İnsanla. Baştan sona heyecanla okunan Gulyabani, o devir İstanbul halkını bütün özellikleriyle yansıttığı gibi bilmeceleri, tekerlemeleri, mahalli kelimeleriyle de Türkçenin en güzel örneklerini barındırır.

Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş Hüseyin Rahmi, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883’te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896’da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada’da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet’inden sonra Ahmet Rasim’le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir. Çoğu roman olmak üzere öykü, tiyatro, makale ve eleştiri türünde altmışın üzerinde kitabı bulunmaktadır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.

Gulyabani

Gulyabani Alıntıları


Bu dünyada hiç perisiz yer olur mu iki gözüm? İyi saatte olsunlar, nerede yok ki burada olmasınlar? Onlara zarar etmeyene hiç fenalık yapmazlar.



Bu dünyada hiç perisiz yer olur mu iki gözüm? İyi saatte olsunlar, nerede yok ki burada olmasınlar? Onlara zarar etmeyene hiç fenalık yapmazlar.



Ne hal olursa olsun... Sakın korkma ha... Ben burada, tetik de hazırım. Saçının bir teli için canımı veririm...



Gençliğimde hoppaca bir kızdım. Fakat Rabbim saklasın, şimdikiler gibi erkeklere ne dirseklerimi açıp gösterdim ne göğsümü.



Düşündüm, düşündüm... Bütün damarlarımda kaynayan o kuvvetli merak duygusunu yenemedim.



Demek ki ben adeta deli adayıydım... Sınavımı bitirdikten sonra delilik bilgisinden diploma alacağım!



Ah, bilgisiz çocuk ah... Hayatımın artık sana bağlı olduğunu bilmiyor musun?



Şekerim, gönül kimi severse güzel odur. Aşk ile büyülenen gönüller, kendi ruhlarının tanıdıklarından başkasıyla ateşlerini yatıştıramazlar.



Gönül kimi severse güzel odur. Aşkla bağlanan kalpler kendi ruhlarının tapındıklarından başkasıyla ateşlerini söndüremezler...



Köşkün bütün cinleri bana aşık olmuş. İnsanlardan kapalı olan bahtım cinlerden açıldı.