Nobel ödüllü yazar John Steinbeck’in ilk kez 1937 yılında yayınlanan eseri; çiftlikten çiftliğe dolaşarak çalışan iki yakın arkadaşın başından geçen maceraları ve onların hayallerine sıkı sıkıya olan bağlılığını konu ediniyor. Kendisi de bir dönem gezici çiftlik işçiliği yapmış olan John Steinback’in hayatından da izler taşıyan roman, realist yaklaşımı ile dikkat çekiyor. Gerçeğe yakın bir dil ile kurgulanan eser, oldukça sürükleyici ve etkileyici anlatımı ile günümüzde hala en çok okunan kitaplar arasında bulunuyor.
Elbette kötü biri değil. Ama kafası pek çalışmadığı için başı dertten kurtulmuyor.
İnsan çok uzun süre yalnız kaldı mı hastalanır, yalnızlıktan hastalanır.
İnsan olmak kolay değildir, hele ki ‘insanca’ yaşanabilecek bir toplum düzeni yoksa!
O kadar çok anlattırdı ki, ben de belki bir gün gerçekleştiririz hayalimizi diye umut etmeye başladım.
Kitaplar işe yaramıyor. İnsanın yanında olacak birine ihtiyacı var.
İnsanın yüreğinin iyi olması için akla ihtiyacı yoktur.
Ve ihtiyacımız olan her şey kendi toprağımızda olacak," diye bağırdı Lennie.
Bizim gibiler, çiftlikte çalışan erkekler yeryüzündeki en yalnız erkeklerdir.
Gelecekten umudumuzu kesmedik biz.Derdimizi paylaşacak, can yoldaşlığı edecek arkadaşımız var bizim.
Biz onlara benzemeyiz. Niye mi? Çünkü çünkü yanımda sen varsın, beni kollarsın, senin için de ben varım. Niyesi bu işte...