Cemil Meriç’in hayatından kesitleri ve yaşamı boyunca elde ettiği deneyimlerini topladığı bu kitap, deneme türünün modern Türk edebiyatındaki en muazzam örneklerinden birini oluşturuyor. Yakın Türkiye tarihine ışık tutan kitap, yazarın deneyimleri ve yorumlamaları ile ustaca harmanlanıyor.
Okurken derin düşüncelere kapılıp, yazarın tespit niteliğindeki tanımlamalarında kendinizi kaybedeceğiniz bu eser, Türkiye’nin geçmişindeki sağ-sol çatışmalarını anlamlandırma üzerine de bir kaynak oluşturuyor. Yazarın akıcı üslubu karşısında kayıtsız kalamayacağınız “Bu Ülke” kitabı ile Cemil Meriç’i hem yakından tanıyacak hem de ona büyük bir hayranlık besleyeceksiniz.
Kitap bir limandı benim için. Kitaplarda yaşadım. Ve kitaplardaki insanları sokaktakilerden daha çok sevdim.
Birçok kitapları, okumuş olmak, hatta okumuş görünmek için okuruz.
Kitaba harcadığımız parayı, atlar için harcadığımızla kıyaslarsak, yerin dibine girmemiz gerekmez mi? Kitap sevene kitap delisi diyoruz. Kimseye at delisi dediğimiz yok. Kitap yüzünden sefalete düşen görülmemiş. At uğrunda iflas eden edene.
İnsanlar sevilmek için yaratıldılar. Eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmaları.
Zekanın tavırlarını efendileştirmek için okumak zorundayız.
Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekasını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır.
Düşünce ile çığlık bağdaşmaz. Şuurun sesi çığlık değildir. Yabani bağırır, medenî insan konuşur.
Kimim ben? Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.
Gerçek entelektüel, dürüst olacak, çok okuyacak, çok düşünecek ve ortaya çıkardığına inandığı hakikatleri, vardığı terkipleri korkusuzca yazacak, yayımlayacak.
Yanıldığını kabul etmek, yeni bir hakikatin fethiyle zenginleşmektir.