Anasayfa / Günlük - Anı / Bir Sürgünün Anıları

Bir Sürgünün Anıları


"Biz geçiyoruz.

– Geliyor, geliyor!.. diye sesler duyuldu. Artık kim geliyor, kimi bekliyorlar bilemem... Tam Halkevi önüne gelince bir alkış da bize tuttular. Biz, alkışın da verdiği kuvvet ve coşkuyla, ortada ben, sağımda solumda iki candarma, uygun adımla boydan boya asfaltı geçtik, köprü başına geldik... Kalçadan adım çıkarmaktan yorulmuşum. Sıkıntıdan mı, coşkunluktan mı, sırtımdan kuyruk sokumuma doğru terlerin sızdığını duyumsadım.

Candarmalardan biri,

– İyi geçtik... dedi.

Öbürü:

– İyi geçtik... diye tekrarladı.

Sonradan, o gün Bursa’da, Halkevlerinin kuruluşunun bilmem kaçıncı yılının kutlandığını öğrendim. Bursalılar toplanmışlar, Ankara’dan gelecek büyük birini bekliyorlarmış, gelmemiş. İsterse gelsin. Ankara’dan o gelmediyse, Istanbul’dan ben geldim.

Bursa’ya girişim, pek anlı şanlı oldu doğrusu."

Bir Sürgünün Anıları

Bir Sürgünün Anıları Alıntıları


Karakoldan çıkarken komiser, ''İyi ki fazla okumamışım, yoksa benim de başım belaya girerdi,'' dedi.



Sarhoşluk iyi şeydir. Hele fikir sarhoşluğu, bir saadettir.



Bir yazar, yazıları yüzünden sürgün edilmişse, sürgün edildiği ilde bir okurunun kendisine el uzatmasını, o yazarın duygularını ne desem anlatamam.



Kuramsal olarak, Marksizmi ve Marx’ın yaşamını en iyi bilen bir Türk aydınıydı. Ama insancıl değerlerden yoksun bir kişiliği vardı.



Komiser isabet ettiremediği için kızdı, ''Peki nesin be?'' Diye bağırdı. Bir türlü "YAZARIM" diyemiyorum. Yazara da pek benzemem ya, ufak tefek yazara benzer yerim varsa, cezaevlerinde yata yata, o da kalmamış.



Güçlüysek rüyalar saçmadır, ama güçsüzsek saçma rüyanın etkisindeyizdir; fallar, şarkılar, niyetler, her şey başka bir anlam kazanır bizim için.



Boyuna vadedeceksin. İnsafsızca, acımasızca vadedeceksin. Hiç yolu yok, en kurt, en kurnaz olan bile, önünde sonunda başka umarı olmadığı için ister istemez bu numarayı yutar, yutmak zorunda kalır.



Bir yerde mantık varsa, ancak orada niçin sorusuna yanıt da vardır.



Gülümsedim. Gülümsemek, utanmayı gizleyen en iyi maskedir.



Tastamam üç tane beş kuruşum var. Çay mı içeyim, simit mi yiyeyim? Çay ısıtır, simit doyurur.