Anasayfa / Şiir / Ayrılık Sevdaya Dahil

Ayrılık Sevdaya Dahil


"Epeyce kadın gizlice erkek" sözde kadınlar, mevsimlik sevdaların unutulmuş kızları, tasaları gizli cam güzeli kızlar, Sansaryan Han'da sorgulananlar, kullanılmış yüzlerini aynalara bırakan muhbirler, derinlemesine yalnız tutuklular, mağlup sarhoşlar, parmak uçlarından yıldızlar damlayan adamlar...

Attila İlhan birbirinden sahici insanlarıyla kent resimleri çiziyor bize. Tanrıyoruz o insanları; kimi ben, kimi sen, kimi o...
Bizler...

Ayrılık Sevdaya Dahil

Ayrılık Sevdaya Dahil Alıntıları


Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var. Çünkü ayrılık da sevdâya dâhil. Hiç bir ânı tek başına yaşayamazlar. Her ân ötekisiyle birlikte Her şey onunla ilgili...



Nerede ne zaman kaç kere yaşadık. Nasıl bir sevdaysa eskitememiş yıllar. Bitirdiğimiz her şeye yeniden başladık Dudaklarımızda birbirimizden mısralar.



Sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız. İkimiz sanmıştık ki tek kişilik yalnızlığa bile rahatça sığarız.



Açılmış sarmaşık gülleri kokularıyla baygın en görkemli saatinde yıldız alacasının gizli bir yılan gibi yuvalanmış içimde keder uzak bir telefonda ağlayan yağmurlu genç kadın...



yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır



ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yâseminler unutulmuş tedirgin gülümser



An gelir, önce bir insan durur sonra bir sokak derken bir semt ve bir şehir... Bir bakmışsınız paldır küldür yıkılır bütün bulutlar



telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu yıldızlar inanılmayacak bir irilikte yansımalar tutmuş bütün sâhili



Ay karanlık sular kesildi, musluklar tıslıyor. Bir yerde bir kapı kapandı Artık ben, sen değilim.



sen şimdi kim bilir nerede hangi kaçak şilebinde kaçak yolcu hangi korkunç yalnızlıktasın